📚NE OKUDUM | NİSAN 2024📚

📚NE OKUDUM | NİSAN 2024📚

🌳AFORİZMALAR | Bernard Shaw | Derleyen ve çeviren: Celâl Üster | T. İş Bankası Kültür Yayınları | 1. Baskı – Kasım 2023 | 92 sf.

🕯”Yanlış bilgiden sakının, cehaletten daha tehlikelidir.” ( s.16)

Hayvanlar dostlarımdır, dostlarımı yemem.“.      (s.45)

🕯”İnsanlar okudukları kitaba ne veriyorlarsa onu alırlar.” (s.58)

🌳ZEYTİN ÇOCUK | Hazal Uzuner | Resimleyen: Gülşah Alçın Özek | Ayrıntı Yayınları [ Dinozor Çocuk] | 1. Baskı – 2023 | 45 sf. | Çocuk Edebiyatı | Öykü – 7 yaş ve üzeri

🌳FLAMİNGO ÇOCUK | Mehmet Fırat Pürselim |
    Resimleyen: Bünyamin Özgül | Sia Çocuk |

1.Basım – 2023|63 sf.|Çocuk Edebiyatı Öykü – 7 yaş ve üzeri

🌳MEMUR ÇOCUK [ Tayinci Bir Çocuğun Hikâyesi] | Esra Yazdıç Demir | Resimleyen: Beste Örge Sağlam | Altın Kitaplar | 1.Baskı – Aralık 2023 | 144 sf. | Çocuk Edebiyatı – Roman | 10 yaş ve üzeri

🌳Geniş Açıklamalı KUR’AN – Meal- Tefsir | Mehmet Okuyan | Haliç Üniversitesi Yayınları | 8. Baskı | 1547 sf.
Mart ayında başladığım bu okumam devam etmektedir. Nisan ayında 15. – 24. arası sureleri okudum. Toplam 114 surenin 24’ü bitti. Okumaya takip eden aylarda da devam edeceğim. Zaman alıyor elbette çünkü çizerek ve notlar alarak okuyorum. Anlam çevirisini okumak daha kısa sürebilir. Amacım hemen okuyup bitirmek olmadığı için, yoluma merakla devam ediyorum.
Bu arada, tefsirli olmayan cep boyunu da aldım🙈

Ezcümle; okumamın önemli bölümünü KUR’AN aldığı için, araya zihnimi rahatlatacak kitaplar – özellikle Çocuk ve Gençlik Edebiyatı – koydum. Aslında adında “ÇOCUK ” kelimesi geçen bir kitap daha okuyacaktım bu ay ama olmadı. Mayıs ayına kaldı. Okuduğum çocuk kitaplarını yetişkinlerin de okumasını çok isterim.
Flamingo Çocuk doğa ve hayvan sevgisini; Zeytin Çocuk doğa – ağaç sevgisini, Memur Çocuk ise akran zorbalığı ve farklılıklara saygıyı vurguluyor.

Sevgimle ve şevkimle ilettim! Sağlık, huzur ve kitaplar hep sizinle olsun!

📚NE OKUDUM | MART 2024

📚NE OKUDUM | MART 2024📚

🌳Dünden Kötü Yarından İyi | Bahtışen Tamçelik Tunca | HayyKitap | 1. Baskı – Aralık 2023 | Yaşantı – Portre [ Prof. Dr. Coşkun Tunca anısına]

🌳Unutma Beni – Demansla Yaşamak |
Fatma Gültan Turan | Doğan Kitap |

  1. Baskı – Aralık 2022| PSİKOLOJİ

🌳Geniş Açıklamalı KUR’AN – MEAL – TEFSİR | Mehmet Okuyan | Haliç Üniversitesi Yayınları |
8.Baskı | DİN

🌿Dünden Kötü Yarından İyi, çok başarılı bir doktorun, Prof Dr. Coşkun Tunca’nın yaşamöyküsü. Jinokolojik onkoloji uzmanı. Alzheimer teşhisi konduktan sonraki süreci eşi Bahtışen Tamçelik Tunca günlük turarak kayıt altına almış.

🌿Unutma Beni – Demansla Yaşamak ise, yazar klinik psikolog Gültan Turan’ın ifadesiyle, “Bu kitap, demanslı kişiler ve bakım verenleri için
( s.37 ) yazılmış. Bence iyi ki yazmış❣ Çok özel ve güzel bir rehber olmuş. Yaşayan bilir, deyip susayım🙏🌸

🌿Geniş Açıklamalı KUR ‘AN MEAL TEFSİR‘e  gelince. Bu okumam devam ediyor ve edecek. Zira surelerin sadece Türkçe anlamını değil tefsirini yani açıklamasını da içerdiği için uzun süreli bir okuma olacak. Tefsir bölümü sonra da okunabilir belki, bu bir tercih. Bütünlük oluşturduğu ve daha iyi kavramama sebep olduğu için beraber okuyorum ve kimi bölümleri not alıyor, pek çok yere de işaret koyuyorum.
Kendi dilinde okumak ve anlamak isteyenlere içtenlikle öneriyorum.

Ezcümle; Mart ayı okumalarım kişiye özel oldu.

Sevgimle ve şevkimle ilettim.

📚NE OKUDUM | ŞUBAT 2024📚

Bütün insanlara özgüdür / kendini bilmek / doğru düşünmek” ( s. 68 – Kırık Taşlar  )

📚 NE OKUDUM | ŞUBAT 2024 📚

🌳Gözümden Deliler Taştı | Çağan Irmak
Doğan Kitap | 1. baskı – Eylül 2023 | ÖYKÜ

🌳Kırık Taşlar | Herakleitos |
Can Yayınları | 4. baskı – Ocak 2023 |
Çeviri: ALOVA | FELSEFE [ Antik Yunan ]

🌳Erkeğin ve Kadının Dini – Babalarımızın İnancı ve Annelerimizin İşi Üzerine Bir Çalışma |
Charlotte Perkins Gilman |
Akademim Yayınları – 1. baskı – Ağustos 2023 | Çeviri: Esmanur Coşkun | SOSYOLOJİ

🌳Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı |
Pablo Neruda | T. İş Bankası Kültür Yayınları |
4. baskı – Eylül 2017 | Çeviri: Sait Maden | ŞİİR

🦋”Siz kimseyi sevdiniz mi bu hayatta? Hadi insandan geçtim. Dağı, taşı, hayvanı, şu denizi, herhangi bir şeyi… toz zerresi kadar sevdiniz mi acaba? Siz ne anlarsınız ki sevmekten?
[ s.31 – Gözümden Deliler Taştı ]

🦋”Ruh ki / bir soluk veriştir / kavrayan / Gövdeden ayrı / sürekli akan
[ s.80 – Kırık Taşlar ]

🦋”İnsan hayatını hâlâ sefaletin bir simgesi hâline getiren kötülükleri incelediğimizde bunların çoğunun insanın kendi eseri olduğunu görürüz.
[ s.75 – Erkeğin ve Kadının Dini ]

🦋”Dalgaların esrikliği, başağın güçlülüğü / ve arının coşkun çocukluğu var sende.
[ s.79 – Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı]

En çok sevdiklerimin yanında kalp var. İlgi alanıma giren farklı türlerde okuma yapmaya çalışıyorum ama her zaman mümkün olmuyor. Bu aralar istediğim kadar okuma yapamadığım için üzülüyorum. Galiba, yazar Onur Çalı’nın tabiriyle, “okuyamama çukuruna” düştüm! O, bu çukurdan polisiye okuyarak çıkmış. Denemem lâzım!

Sevgimle ve şevkimle ilettim! Sağlık, esenlik ve kitaplar hep sizinle olsun!

Sonsuz sevecenliği saksı gibi aldın ya / sonsuz unutuş seni kırdı bir saksı gibi.” ( s.89 – Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı  )

NE OKUDUM !| OCAK 2024

📚 NE OKUDUM | OCAK 2024 📚

🌳DEMANS – Kısa Bir Giriş | Kathleen Taylor |
T. İş Bankası Kültür Yayınları | BİLİM

🌳DÖNEMEÇ | Ümit Kaftancıoğlu |
Ayrıntı Yayınları | ÖYKÜ

🌳HALLER LEYLA | Lâle Müldür | Alfa Yayınları
DENEME

DEMANS kitabını özel sebeplerle merak ederek biraz da farklı bir yaklaşım bulabilir miyim, diye okudum. Dolayısıyla ancak ilgi alanınıza giriyorsa öneririm.

DÖNEMEÇ, uzun zamandır okumak istediğim ama hep ötelediğim bir kitaptı. Yüreğimi titretti. Çok etkilendim💙

HALLER LEYLA, nev-i şahsına münhasır bir şair olan Lale Müldür’ün düşünce dinamiğini tanımak için verimli bir okumaydı. Zira şiirlerini okurken epey kök söktürdü bana! Daha önce okumadıysanız, deneme kitabını okuyarak tanışabilirsiniz. Tabii, şiirleri ayrı bir âlem!

✏Bu vesileyle, okuduğum kitaplarla ilgili yazdığım yazılara bir süre ara vereceğimi belirtmek istiyorum. Ancak her ayın sonunda, okuduğum kitapları toplu olarak paylaşacağım.

Sevgilerimle ve Saygılarımla,

ÇİĞDEM İSKENT

02 ŞUBAT 2024

HALLER LEYLA | LÂLE MÜLDÜR

Türkiye kendini “Batılı” sanan bir kesimle, “Arap” sanan bir kesimin şizoid savaşını yaşıyor.
[ s.133 – “Asabiyim Ben!” bölümünden…]

Haller Leylâ | Lale Müldür ( d.1956 )

Okunma Zamanı: 21 – 31 Ocak 2024

Deneme | 1. Basım – Aralık 2018

Alfa Yayınları | 275 sf.

Selâmlar Sevgili Kitap Dostları!

Keşke şiirlerinden önce bu kitabı okusaymışım, dedim kendi kendime. Sonra düşündüm, böyle olması gerekiyormuş.
Merakla okudum Haller Leyla’yı💜🍃

Onda şair kalbi var. Bir amfitiyatro gibi, her şeye herkese yer buluyor.” demiş Ahmet Güntan. Kitabı bitirince ne demek istediğini daha iyi anladım😊 Çünkü o kadar farklı alanlarda kalem oynatmış ki, o kadar farklı düşünce dünyası var ki, beyin kanaması geçirmesine şaşırmadım.

Okuyacak olanlara epey yolculuk yaptırıyor Müldür. Kendi düşüncelerini de sakıncasız paylaşarak edebiyattan sanata, felsefeden Türklerin tarihine, dinlerin tarihine, kadın sorunsalına ve dahasına!

Kitabın içeriği şu şekilde:

LÂLE MÜLDÜR PORTRESİ başlığı altında Yapı Kredi Yayınları’nın Kitap-lık, Şubat 2003, 58.sayısında yer alan İlhan Berk’in onun için yazdığı şiir ve sonrasında sırasıyla, Mazhar Candan, Perihan Mağden, Ahmet Güntan, Seyhan Erözçelik, Balkan Naci İslimyeli ve Enis Batur kaleminden Lâle Müldür’ü anlatan metinler…

Müldür’ün epeyce başlık altında kaleme aldığı yazılarının ana başlıkları ise şu şekilde:

✏Sanatın ötesine geçenler
✏Hallerarasılık
✏Ne palto ne de ev
✏Varoluşla kuramın karşılaşma hali

Ne var ki, Ortadoğu’daki kadın sorunu Batı’nın dikte ettiği terimlerle ortaya konmaktadır. Ortadoğu’daki durumun farklılığı gözden kaçırılmaktadır. Diğer tüm sorunların yanında bu konuya da Batılı olmayan bir bakışla yaklaşmak gerekir.
[ s.249 – Kimi Doğulu Kadınlar bölümünden… ]

Kitaplığımızda mevcut olan şiir kitaplarını daha önce okumuştum. Ancak okumadığım tek kitabı kaldı; yazdığı tek roman, BİZANSİYYA

Deneme okumayı sevenlere ve Lâle Müldür’ü merak edenlere içtenlikle öneririm HALLER LEYLA’yı…

Sevgimle ve şevkimle ilettim. Sağlık, esenlik ve kitaplar hep sizinle olsun!

Sıfır noktam İstanbul, diye düşünüyorum. Edward Said sanal bir Doğu yaratıyor ve empoze ediyor Doğu’ya. İstanbul, Doğu’yla Batı’nın buluştuğu yer olarak sıfır noktası. Bu sıfır noktası nasıl bir varoluş yaratır? Aslında o varoluşsuz bir şizofreni yaratıyor. Çok zenginleştiren ama iz bırakmayan bir yapı.
[ s.55 – Pariste Bir Karşılaşma bölümünden… ]

Alıntılar:

📍”Bu toplum ona başında o kadar acımasız davrandı ki, o donmuş bir lahanaya döndü. Bir kere görmüştüm, kırağının altında yatan lahanalar. Önce buz gibi bir gerçeklik, sonra yaprak yaprak açılan hep aynı olgu. Değişik hiçbir şey yoktur lahanada. Yaprak yaprak kendini tekrarlar. (…) yaratıcılıktan çok az nasibini almış bu otoriter, ikiyüzlü, donuk lahana toplumda barınamazdı. Kendinden farklı olanı hemen toplumdışı yapan, onu cezalandıran, onu hemen yok eden bir toplumdur bizimkisi.
[ s. 25 – 26 | Lâle Müldür’ün Ece Ayhan için yazdığı bölümden… ]

📍”Şu an benim için en üzücü olan şey bir defter dolusu şiirin kayıp olması. Hastanede tuttuğum defter. Defterle beraber kaybolan şiirler bir yana, yaşadığı sürece hiç değilse hastalığım için tanıklık edebilecek bu deftere ilişkin söyleyebileceğim tek şey var artık: “Art arda bir defter tutmuşum ve kaybetmişim.” Tıpkı hayatta başka birçok şeye öyle olduğu gibi…
[ s.89 – Lâle Müldür ve Hastalığı bölümünden…]

DÖNEMEÇ | ÜMİT KAFTANCIOĞLU

DÖNEMEÇ | Ümit Kaftancıoğlu ( 1934 – 1980 )

Okunma Zamanı: 01 – 20 Ocak 2024

ÖYKÜ | 1. Basım – Haziran 2021

Ayrıntı Yayınları | 238 sf.

Ümit Kaftancıoğlu, 11 Nisan 1980 tarihinde; halk düşmanlarının kendisini hedef göstermesinin hemen sonrasında evinin önünde pusuya düşürülerek öldürülür.” ➡️ Biyografisinden alıntıdır. Anısına saygımla🙏🌸📚✏

Nutkum tutulmuş halde okudum DÖNEMEÇ’i💖
Hakkında ne yazsam, kendimi doğru ifade edememekten çekiniyorum inanın.

“Toplumcu gerçekçi” on üç öykü içeriyor DÖNEMEÇ. 1970 TRT Öykü yarışmasında birincilik ödülü alır. “Cilavuz Eğitim Enstitüsü’ne girmek için yaptığı yolculuğu ve eğitim eşitsizliğini” anlatır. Kitaptaki ilk öyküdür.

Önsöz – Sunuş – Öyküler – Hasan İzzettin Dinamo’nun 19 Kasım 1974 tarihli Yeni Ortam Gazetesi’ndeki yazısından mürekkep kitabın içeriği.

Ardahan’ın Hanak ilçesinin Saskara ( Koyunpınar) köyünde doğar. Nüfus kütüğündeki adı Garip Tatar’dır.” ( s.9 ) Dönemeç öyküsü Garip’in öyküsüdür. Bölgesel dilin kullanıldığı yerlerde dipnotlar konmuş. Kullanılan deyimler, ifadeler, benzetmeler, sövmeler, o kadar canlı kanlı ki film izler gibi okunur mu bir kitap, okunurmuş meğerse! 💙 Çok beğendim.

On üç öykünün hepsini merakla okudum ve beğendim. Lâkin en çok dokunan ikisi: Dönemeç ( ilk öykü ) ve Ulgar ( son öykü ). Kapak görseli de son öyküye ait.

Hepsini düşündüğümde, hainlerin neden kahpece pusuya düşürüp öldürdüğü de ortaya seriliyor. Tam hedeften vuran toplum eleştirisi ve çarpıklıkları dümdüz aktarması, eğitilmemiş ve güdülen güruh isteyenlerin hoşuna gitmemiş belli ki! Şaşırdık mı!? Tabii ki, Hayır! Yıl 2024, başa sardık çünkü!

LÜTFEN OKUYUNUZ….

Dönemeç kitabından, kızı Pınar Kaftancıoğlu’nun bir yazısını okuyunca haberim oldu. Daha sonra Orhan Tüleylioğlu’nun 50 Maddede Siyasi Cinayetler kitabını okurken tekrar karşıma çıktı Ümit Kaftancıoğlu. Baskısı yoktu DÖNEMEÇ’in , sahaftan bulup aldım. Benden önce eşim okudu. Araya başka kitaplar girdi. Bu sırada Ayrıntı Yayınları kitabı yeniden bastı. İyi ki bastı!

Dağların ardında, yanık, çorak, kıraç topraklarda, aşırtmazlarda, dönemeçlerde, karanlıklarda okuma umuduyla çırpınan kırk bin köyün çocuklarına…” ithaf edilmiş DÖNEMEÇ💫📚

Sevgimle ve şevkimle ilettim! Sağlık, esenlik ve kitaplar hep sizinle olsun!

DEMANS | KISA BİR GİRİŞ

Kas gücünde olduğu gibi beyinde de “kullanmazsan kaybedersin” kuralı geçerlidir.” ( s.108

Demans – Kısa Bir Giriş | Dementia – A Very Short Introduction | Kathleen Taylor

Çeviren: Yonca Aşçı Dalar

Okunma Zamanı: 04 – 10 Ocak 2024

Bilim | 1.baskı | Eylül 2023 |

T. İş Bankası Kültür Yayınları | 178 sf.

Demans çoğunlukla yaşlılarda görülse de olumsuz etkileri yalnızca ona yakalanan kişiyle sınırlı kalmaz, kişinin bakımını üstlenenlere, akrabalarına ve o kişinin geleceğinden endişe duyan herkese uzanır.” ( s.2 )

Selâmlar Sevgili Kitap Dostları,

Günümüzde yaşam süresi uzadıkça ona bağlı olarak hastalıklar da artıyor ya da çeşitleniyor gibi görünüyor. Bana göre, “gelişme” dediğimiz şey, iyisiyle olduğu kadar kötüsüyle de bizimle.

Öncelikle bu kitabı ilgiyle ve merakla okudum. Geniş adında da gördüğünüz üzere “Kısa Bir Giriş” altbaşlığı, tereddüt barındıran okuma isteğime motivasyon oldu.
Elbette bazı araştırma ve veriler paylaşılmış, ancak genel okur kitlesi ve bu konuda güvenilir bilgi arayanlar için derli toplu bir kaynak olmuş doğrusu.

Kitabın sistemini çok beğendim. Altı ana bölümü var. En sona ise detaylı okuma yapmak isteyenler için ek kaynaklar, Yararlı kuruluşlar ve web sitelerinin adresleri konmuş.

Kuşkusuz bu kitap herkes için olmayabilir. Benim okuma motivasyonum ise ailemizde yaşlılarımızın olması. Hatta yıllar önce bu süreçte bir kayıp yaşadık. Bugünlerde ise, bu kez cinsiyet farkıyla, benzer durumda bir büyüğümüz daha var.

2016 Küresel Hastalık Yükü araştırması sonuçlarına göre, Türkiye’de demans yaygınlığı Nijerya ve Gana’ya oranla üç kat daha yüksek olduğu tahmin edilmekteymiş ( s.94 )
Ne yalan söyleyeyim, ürktüm doğrusu. Ülkemizin güncel şartları düşünüldüğünde, bu artış sürecek gibi görünüyor.

Demansın kesin tedavisinin olmadığı, araştırmaların uzun ve maliyetli olsa da devam ettiği; çoklu sebepleri olmasına rağmen, doğru ve sağlıklı bir yaşam tarzı ile demansın ortaya çıkma sürecinin yavaşlatılmasının mümkün olduğu belirtiliyor kitapta.

Kathleen Taylor, “Demans açısından kronolojik yaşın değil de biyolojik yaşın risk faktörü olduğu daha barizdir. Zamanı değiştiremesek de, biyolojik yaş esnetilip değiştirilmeye daha uygundur.” ( s.96 ) diyor.
Yazar demans tedavi ve araştırmaları hakkında “kesin” yargı belirtmenin doğru olmadığını da özellikle vurguluyor.

Bu konuyu merak edenlere içtenlikle öneririm.

Sağlık, esenlik ve kitaplar hep sizinle olsun!

Çok zorlu bir dönem bizi bekliyor olsa da, kötü zamanları kısaltıp daha parlak bir geleceğe bir an önce kavuşmak için birey – ve yurttaş – olarak yapabileceğimiz çok şey var.” ( s.150 )

⏰”Hepimiz yaşlanırız ve yaşlanırken beyin işlevlerimiz değişir. Bu değişiklikler bilişsel gerilemeye yol açsa da açmasa da gerçekleşir bu durum. (…) Yaşlanmanın doğal etkileri, genetik yatkınlıklar, eşlik eden diğer hastalıklar, travmatik deneyimler gibi pek çok faktörün demans gelişimine katkıda bulunduğu kabul edilmeli; hastalığın görüntüsünün – en azından erken evrelerinde – günden güne ve kişiden kişiye büyük ölçüde değişebileceği de akılda tutulmalıdır. Her beyin, her yaşamöyküsü, her insan eşsiz ve benzersizdir.” ( s. 80 – 81 )

⏰”Demans vakalarının çoğunda, insanın kişiliğini en az etkileyen şeyler ( yakın döneme ait anılar, para yönetimi, plan yapma becerisi) en önce gider. Bizi biz yapan temel unsurlardan biri olan duygular daha uzun süre korunur; demanslı bir kişi hastalığı süresince korkuyu – veya sevgiyi – hissetmeye devam eder. Demans, önce önemi en az olan şeyleri bırakarak yaşamdan yavaş yavaş çekilmektir. Biraz şans ve iyi bir bakımla ( çoğu kez ) usulca sonsuzluğa uğurlanabilir insan.
( s. 132 – 133 )

NE OKUDUM | ARALIK 2023

📚🎄NE OKUDUM | ARALIK 2023 🎄📚

Selâmlar Sevgili Kitap Dostları!

Aralık okumalarım iki muhteşem romandan ibarettir; zira her iki kitabın da içine düştüm, desem yalan değil💝📚 Muhteşemler! Bu yüzden, okuma zamanımın hepsini ele geçirdikleri için kendilerine gönül koymak bi’ yana, varsa hakkım bir okur olarak, gani gani helâl olsun!!
Bu kitapları yazanlara da çevirene de yürekten teşekkür ediyorum!🙏🍃⚘💟

Her ikisi de tarih içeriyor.

Sicilya Aslanları hem bir ailenin kişisel tarihini hem de toplumsal tarihini anlatmakta.

Aziz ile Nikola ise, kimlik konusunu merkeze alarak, Antikçağdan başlayarak günümüze doğru bir yolculuk, renkli bir entelektüel macera!

İlgi alanınıza giriyorsa içtenlikle öneriyorum!

Sevgimle ve şevkimle ilettim.

🕊🦋🎄Bu vesile yeni yılınızı içtenlikle kutluyor; 2024 yılının ülkemiz ve tüm dünya için daha huzurlu, barışçıl ve sağlıklı olmasını diliyorum. İnsan olmaktan utanmadığımız bir yıl olsun 2024🙏🎄🦋🕊

🌳SİCİLYA ASLANLARI | Stefania Auci | Mundi Kitap | ROMAN

🌳AZÎZ İLE NİKOLA | Fuat Sevimay |
İthaki Yayınları | ROMAN

🕊”Kaderin yazılı olmayan bir yasası: İnsan birini yaralarsa, eninde sonunda kendi aynı ıstırabı çeker.” [ Sicilya Aslanları – s.172 ]

🕊”Huzurlu çocukluk anıları anne babanın çocuğuna verebileceği en güzel armağandır.”
[ Sicilya Aslanları – s.213 ]

🕊”Bizim zamanımız, senin zamanın mı var. Artık hep bir çağın insanı, aynı yolun yolcusuyuz.”
[ Aziz ile Nikola – s.119 ]

🕊”Demek tarih hep aynı yatakta akmış. Güç kimin elindeyse, rüzgârı kim arkasına aldıysa onun borusu ötmüş. Belkş de en güzeli Alya’nın dediği gibi mabet olmadan, yaradan ile araya aracı sokmadan yakarmak. Yüreğindeki şeytanı kovabiliyorsan tamam.”
[ Aziz ile Nikola – s.144 ]

Ne Okudum | ARALIK 2023

Aziz ile Nikola | Fuat Sevimay

Gerçi dünya baştan başa maskeli balo değil de ne!” ( s.408 )

AZİZ İLE NİKOLA | FUAT SEVİMAY ( d.1972 )

Çizimler: Ayşegül Sevimay

Okunma Zamanı: 12 – 25 Aralık 2023

Roman| 1.baskı – Ekim 2023 |

İthaki Yayınları | 539 sf.

Selâmlar Sevgili Kitap Dostları,

Sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim, çok beğendim kurguyu! Bu demek değil ki çantada keklik bir okuma. Evet, yorduğu bölümler de oldu tabii. Ehh yani hiç kolay değil “Günden“yola çıkıp teee Antikçağ‘a selâm edip, çağ be çağ dolanıp; olaylar, kahramanlar, hayatlar, insanlar ve dahi kimliklerle hemhâl olup ortaya “Gayriciddi tarihimtırak yol anlatısı” çıkarmak. Oya gibi işlenmiş bir kurgu var karşımızda.

Tabii okur dediğin de aslında bir nevi karakter. Romanın karakteri gibi o da esasen kişiliğini arayıp kendini gözlemliyor.” ( s.11 )

“Biz kimiz, sevgili okur?” sorusunun cevabı:

Sesler, sözler hep aynı gök kubbede asılı değil mi? Bir o çağda çınlıyor bir bu çağda. Dün bugüne, bugün düne sesleniyor.” (s.148 ) cümlesi sanki.

Arkeolog Aziz ile Demre’li Nikola, az gittiler uz gittiler, dere tepe düz gittiler diyemeyeceğim çünkü denizlerle de muhatap oldular; ünlüsünü mü istersiniz ünsüzünü mü istersiniz ( harflerden bahsetmiyorum), türlü türlü insanlarla hasbihal ettiler, dalaştılar, dolaştılar, tartıştılar, barıştılar, konuştular, şaşırdılar, sevdalandılar; ezcümle, benim not alabildiğim kadarıyla epeyce malzemeye dayanan KİMLİK aşuresini kotarmaya çalışıp biz okurları da bu işe dahil ettiler efendim! Sonuç mu? İNSAN’ın bizatihî insan olmaktan gelen arızaları çağ falan dinlemiyor. Zalim her çağda zalim; güç her çağda tatlı; inanç ( hangisi olursa olsun) her çağda gücün en tatlı dinamosu olmuş amma velâkin çaresi var, başarabilene: “Özün güzel, özünü koru, özüne dön.” ( s.530 )

Romanın karakteri demişken de sırf boyundan posundan, saçının gözünün renginden, şeklinden şemailinden bahsetmiyorum. Kişiliği, tarzı, neden öyle konuşur, neden susar, derdi tasası, sonracığıma coşkusu, mutluluğu. Yani kimlik meselesi. Anlatabiliyor muyum?” ( s.11)

AYNALI romanı hariç Fuat Sevimay kitaplarını okumuş bir okur olarak, AZİZ İLE NİKOLA kitabının meşrebinin – bana göre – farklı olduğunu belirtmek isterim. Dili muzip, güleceğiniz pekçok yer olacaktır, lâkin bu bir komedi değil, yoksa öyle mi? “İnsanlık Komedya“sı olabilir, hatta “İlâhî Komedya“nın bir bölümü de olabilir. Okuyacaklar karar versin, ben karışmam o işlere! Amaa hissettiğim ve algım şu ki, Türkçe yazılmış – birebir olmasa da – nurtopu gibi bir “Finnegan Uyanması” var karşımızda. Onu okuduğumda, Picasso’nun ünlü tablosu Guernica’ya benzetmiştim. Aziz ile Nikola da bir nevî öyle olmuş ve iyi ki olmuş! Kıyastaki hadsizliğim hoşgörüle. Zira okumanın daha başlarında bana verdiği his buydu, paylaşmasam olmazdı.

Zaten, edebiyat dediğin de bir güzel hayal.” (s.181) olduğuna göre, yazarın hayallerine bin bereket diliyorum ki okumaya devam edebilelim!

Kimlik meselesi mi? Vallahi billahi insanlık mozaik falan değil anacım, en güzelinden su bazlı bir ebruyuz bence!

Bu okuma yolculuğuna çıkmak isteyenlere, peşinen yolunuz açık olsun diyor, sevgimle ve şevkimle iletiyorum!

Sağlık, esenlik ve kitaplar hep sizinle olsun!

Özel teşekkür: O kitabı sana hediye edebilir miyim?, diyen ve eden sevgili hemşirem Aynur Onat Ağçiçek’e yürekten teşekkür ediyorum💝🙏

OKUMAK VE DÜŞÜNMEK | DOĞAN KUBAN

Herkese Bilim Teknoloji Dergisi | 07 Aralık 2023 | Sayı: 400 | sf.7 )
Not: Fotoğrafın ham hali “google görsel”den alınmıştır.

OKUMAK VE DÜŞÜNMEK | DOĞAN KUBAN ( 1926 – 2021 )

2018 yılında yazdığı yazıdan…
Kaynak: 07 Aralık 2023 tarihli Herkese Bilim Teknoloji Dergisi – Sayı: 400 – sayfa: 7

Tavsiye edebileceği 10 kitap sorulunca bu yazıyı yazmış. Yazının elbette tamamı çok değerli; bazı bölümleri burada da paylaşmak istedim.


(…)


Burada önerilen bütün yazarlar, çok zeki, güzel yazan ve okuru genelde çok olanlar.

Önce Filozoflar: Bunlar çok eski tarihlere uzanmamalı; Arthur Schopenhauer, Ludwig Wittgenstein, Hanna Arendt, Montaigne…

Yazarlar: Yaşar Kemal, Tolstoy, Stefan Zweig, Arthur Koestler, Camus, James Joyce, André Gide, Robert Musil…

Türkiye’nin yakın geçmişi için: Ahmet Hamdi Tanpınar

Osmanlı düşünsel geçmişi için: Adnan Adıvar

Cumhuriyet dönemi çağdaşlaşması için: Niyazi Berkes.

Bu kitaplara yüzlercesi eklenebilir. Fakat bir kitabı okumak çeşitli amaçlarla olur. Öğrenmek için okuyorsanız elinizde bir defter ve kalem olur. Kitabın içeriğini ve yazarın amacını, kendi yazdığından öğrenin. Çünkü kitabın adı sadece bir işarettir. Her kitapta yazarın vurguladığı konularla, okurun ilgi duyduğu konular aynı değildir. Yazar sizi burnunuza zincir bağlayıp çekmemelidir.
Kitapları anlayarak ve düşünerek okumak bir sistematiğe bağlanırsa, o zaman içindeki bazı kavramlar, tanımlar size bütün yaşamınızca arkadaş olur. Bu ilgili konularda başka kitaplar okuduğunuz zaman bir şeyi yapmaya hazır olacağınız anlamı taşır.

Yaşamınız aldığınız her kitabı okumaya yetmez. Fakat tecrübeniz arttıkça bir kitabın içeriğini kavramak kolaylaşır. Kitap sizin bahçenizin çiçeği olduğu zaman ondan koparılacak çiçeklerle yapacağınız buketlerin sayısı artar. Ve çiçek bahçeniz yaşamınızın en önemli bileşeni olabilir.”
(…)
Kitap, dünyayı tanımakta size bir adım fazla artıracak tek araçtır. Fakat bunu kitap olduğu için değil, yazarı dünya ile sizin aklınıza gelmeyen bir ilişkiyi aydınlatan bir düşünce içerdiği için yapar. Böylece bir düşünce kitaba da basılabilir, internette de olabilir.
Fakat derin ve güzel bir yaşam analizinin saat gibi cebinizde duran bir alet içinde değil, sizinle sohbet eden estetik bir ortamda olması uygar insana daha yakışan bir konumdur. Bu ortam kitaptır.
(…)
Fiziksel olarak kitaba, bir nostalji olarak bakmayın. Evrimin yaşama koyduğu sınır içinde, kitap gibi insanın yarattığı en güzel ürünün sanat eseri gibi korunmasının bir uygarlık jesti olduğunu düşünebilirsiniz.
Sevgili okurlar,
Kitap sadece bir araç değildir. Kitap binlerce, yüzlerce yıl önce yaşamış bir zekâ ile birlikte yaşamaktır.

📌Özel not: Herkese Bilim Teknoloji Dergisi, Doğan Kuban’nın yazılarını yayımlamaya devam ediyor. İlgi duyanlar için belirteyim; dergiye dijital olarak abone olunuyor. Fakat biz evimize fiziksel olarak derginin kendisini semtimizdeki gazete bayiinden alıyoruz. Doğan Kuban’ın toplu yazılarının olduğu kitaplarını da okumayı tercih edebilirsiniz.

Kendisine saygımdan kaynaklı sevgimle ve minnetle… Nur içinde yatsın 💝🌸🕯